Merhabalar sevgili okuyanlar,
Bu haftaki konumuz, kendimiziz. Konu çok önemli… zaman da çok kıymetli. Çünkü ne tekrar eden bir
zaman var ne de kaybedilebilecek bir an var. Tek bir yaşam, tek bir an… Şimdi. Şimdi tutarsan
kendinin ellerini, şimdi kendine iyi gelmeyi öğrenirsen, şimdi adım atarsan… sayısız cümle kurulabilir
bununla ilgili. Nedir şimdiyi önemli kılan peki? Gerçeklik!!! Gerçek olan yaşıyor olduğun an. Bu anları
dilediğin gibi dizayn etmek kendi elinizde. Bunun en güzel yolu da eğitim. Eğitim sadece okulda alınan
bir kazanım değildir. Yaşam boyu devam eder. İlgi alanlarınız doğrultusunda seçtiğiniz bir hobi,
mesleki bir deneyim, kendinizle ilgili her türlü keşiftir. Kendi vizyonunuzu genişletebileceğiniz bir
yoldur. “Ben okulu bitireli yıllar oldu, aile kurdum, çocuklarım bile var…” Bu, ben oldumcu ve ben
biliyorumcu düşünce şekli kadar insanı körelten bir bakış açısı var mı? Ben oldum dediğiniz anda,
tırmandığınız dağdan inme vaktiniz gelmiştir demektir.
Uzun zamandır kendimde eksikliğini hissettiğim bir şey vardı. Hikaye böyle başladı. Kendimde
kendimdin eksik olan. Belli belirsiz. Bazen silik bazen görünür olan. Sorgulamaya başladım. İstediğim
okulu bitirdim, mutlu olduğum bir iş yapıyorum vs… Peki nedir bu boşluk… Ardından gelen zihinsel
fırtınalar, zincirleme sorular. Bana iyi gelecek, beni yenileyecek, belki de insanlara öğretirken
kendimin unuttuğu şeyi hatırlatacak bir şey. FARKINDALIK. Kendime kendim gerek dedim. Ve bir
eğitime katılmaya karar verdim. Sonrasında uzun uzun anlatacağım.
Hepimiziniz farkında olduğu, farkında olduğunu iddia ettiği durumlar vardır. Yalnız en içteki kendimize
bakınca, bütün maskeleri çıkarınca, kendimizin ne kadar yakınındayız ya da ne denli farkındayız?
Kaçımız kendini ortaya koymaktan ( kurban rolü oynamak değil) sakınmıyor? Bırakın sakınmayı,
düşünmekten bile aciz olduğumuz zamanlar oluyor. Düşünmek yorucu, düşünmek zor, sonrasında
muhakeme gelir, derken adım atman gerekebilir. Ne gerek var şimdi. Otur, kabul et, senin olana sahip
çık yeter. İşte bu zihniyet neyi geliştirdi? Mobingi. Çalışma yaşamının kralları ve kraliçelerini. “ Ben
istedim olacak diyen iş verenleri”. “Konuşma gerek yok, söylediğimi yap” diyen egoları. Düşünmek
aaa hâşâ o nasıl bir kelime öyle. Sonrasında mutsuz çalışanlar, öğrenilmiş çaresizliğin altında ezilen
insan yığını. Aman neden konuşayım, şimdi ayağımı kaydırır benim. Beraberinde korkular. Özgüvensiz
insanlar, özgüvensiz yetişen gençler. ( en baştan ezilsin ki sesi çıkmasın, düzen bozulmasın)
Bir de şu tarz söylemler duyuyorum. “Şimdi, eğitim/ eğitimler aldın diye her şey değişecek mi
sanıyorsun?” Gülüyorum ve üzülüyorum. Beni değiştirecek olan bakış açım. Sertifika, diploma vs…
üzerinde ne yazdığı değil, vazgeçin artık şekil değil, İÇERİK!!!
Ve cevap veriyorum evet değiştirecek. Neden mi? Çok kolay, değişimi benim için sorunları çözecek bir
durum olarak gördüğüm, düşüncelerime ve davranışlarıma yeni bir ivme kattığım/katacağım için.
Sadece bir şey yaparak bir çok şey elde edemeyeceğimi bildiğim için. Ancak adım atmanın ve
istikrarın, farkına varmanın, özümü ortaya çıkarmakta ki en büyük güç olduğunu bildiğim için.
Kurduğum cümlelere yeni sözcükler eklemek için. Yapıyor olduğum ve yapmak istediğim şeylere
nitelik katmak için. Başka insanların başarı hikayelerine bakıp neden ben değil de o diyenlerden
olmamak için. Kendi başarabileceğim şeyleri görmek için.
Henüz bir hafta oldu. Çok samimi bir şekilde söylüyorum. Kendime bakışım, kendimi anlamaya
çalışma şeklim, başka insanlara davranış biçimimden tutunda olayları değerlendirirken sorduğum
sorular dahi değişmeye başladı. Bir haftadır her gün aynı şekilde sabah 06:00 da kalkıyorum. İşe
gidiyorum. Kahvaltı ve güne başlıyorum. Değişen bunlar değil, bunları yaşarken benim hissettiklerim.
Bakma şeklim. Duruşumdaki güven. Görünen ile gerçeğin ayrımı… Potansiyelini görmek,
yapabileceğine inanmak… Renklerim değişti. Düşüncelerim… Aynı şeyleri tekrarlayan aralıklarla
düşünmek yerine ya da çözmek için gelecek zaman kipi yerine sözlerimi şimdiye taşıdım, kendim de
şimdiye taşındım. ŞİMDİ!!! Yapmak istediklerimi yazdım. Yazdıklarımı yapmaya başladım.
Evet dünyayı değiştirmeyecek bu, ancak biliyorum ki dünyayı, kendini yaklaşabilenler,
yenilenebilenler değiştiriyor ve de değiştirecek. Ben kendi dünyamı güncellemekle devam ediyorum.
Bunu herkesin kendisi için yapması gerektiğine inanıyorum.
Bu arada eğitim demişken, sosyal medyada sıkça dolanan, içeriği boş, yetkinliği ve yeterliliği olmayan
kişilerce verilen eğitimlerden bahsetmiyorum. Kendinize açılan yolda kendinize layık olan kaliteli bir
eğitimden bahsediyorum. Eğitim adı altında hemen hemen her on kişiden dokuzunun kurduğu, aşina
olduğunuz cümlelerden değil. Başından sonuna profesyonel bir ekibin bütüncül çalışması ve yıllarını
bu işe emek vererek sürdüren, kendilerine değişimiiii ilke edinen kişilerden bahsediyorum.
Sonucunda sahip olacağınız sertifika ile yeni bir iş imkanı sağlayabileceğiniz gibi, devam eğitimleriyle
çok başka farkındalıklar da kazanabilirsiniz. Ya da hepsinden önce bunu ne iş yapıyor olursanız olun,
kaç yaşında olursanız olun, kendinize hiç soramadığınız soruları sorma ve cevapları kendinizin bulması
yolunda bir anahtar olarak da görebilirsiniz. Psikoloji temelli profesyonel koçluk eğitimi sonucunda
kendinizdeki yeterlilikleri, sandığınız ya da hiç olmadığını düşündüğünüz becerilerinizi ölçebilir, algınızı
en baştan inşa edebilirsiniz.
Bu işi yapın ya da yapmayın!!! Çıkarılması gereken ana fikir kendinizi hayatınızın neresine koymak
istediğiniz. Ve yaşamınızın dümenini kime teslim ettiğinizi fark edebilmeniz olacaktır. Bence çok
kıymetli bir deneyim. Köle ruhlu bir insan mısınız yoksa aslında tutkularının peşine gitmek düşmek için
“hadi, yapabilirsin” iç sesini seslendirmeyi bekleyenlerden misiniz? Kim olduğunuzu, kim olabileceğini
yeniden görmeye hazırsanız beklemeyin.
Klinik Psikolog Erkan Çifte tarafından verilen müthiş bir eğitim ve kendinizle ilgili, yaşamla ilgili,
insanları anlama ile ilgili algınızda gerçeklikle yüzleştiğiniz sayısız bir deneyimler zinciri. Klasik psikolog
duruşunun çok ötesinde, inanılmaz bir enerji, beden dili kullanımı, harika bir konuşma hızı ve üslup…
Kendini geliştirmeyi bu kadar çok seven birini görmenin şaşkınlığını yaşatan hocama bir de buradan
teşekkür ederim.
Kendinize bir şans verin. Yaşam olsun, farkındalık olsun.
Zemberek Kuşu’nun Dönüşü
''Öfke Duygusu'' Merhabalar Sevgili Okuyanlar,Bu haftaki konumuz kişiliğimizin en kıymetli yapı taşlarından biri olan duygular…
Merhabalar Sevgili Okuyanlar,Bu haftaki konumuz “saygı”. Yine kapsamlı bir konu olduğu için, bahsetmek istediğim alanı…
Merhabalar Sevgili Okuyanlar,Bu hafta sizlerle çevremde çok sık karşılaştığım, başkalarının anlatımlarında da fazlaca tanık olduğumbir…
Merhabalar Sevgili Okuyanlar,Bu haftaki konumuz kaygı. Özellikle okula giden çocuklarda sıklıkla gözlemlenen bir duygu.Peki nedir…
Merhabalar Sevgili Okuyanlar,Bu haftaki konumuz duygular ve iletişim. Oldukça kapsamlı bir konu olan, bütün hayatımız…
Merhabalar Sevgili Okuyanlar,Bugün konumuz eğitimin toplumdaki önemi. Olması gereken sistemden ziyade pek çok insanın halehazırda…