Eski Yeni
Olaylar, durumlar ve kişiler nereden baktığınıza göre değişir.Bakarken hissettiğiniz duyguya
göre şekillenir.
Hep merak etmişimdir kavramlardaki anlam ve ölçüt nedir diye ?
Çok tuhaf değil mi? İnsanlar, kendi yaptıkları güzellikleri ve kendilerine yapılan kötülük
olduğunu düşündükleri olayları asla unutmazlar.Oysaki kendi yaptıkları yanlış şeyleri ve
kendilerine yapılan iyi şeyleri kolayca yaşanmamış sayabilirler.
İnsanın içinde ne katıksız bir iyi vardır, ne de kötü.İnsan, iyiyi ve kötüyü içinde barındıran,
ama bunlardan birine hep daha çok meyilli olan bir varlıktır.
İyi bir ortamda yaşıyor olması onu iyi bir insan oldurmaya yetmezken, kötü bir çevrede
yetişmiş olması da onu salt kötü yapmaz bence. Bunu yapan kendi içindeki, gerçek
kimliğidir.İyi ve kötü içimizde bir madalyon gibidir.
Hoş gerçi bulunduğumuz zaman diliminde bütün kavramlar anlamını yitirmiş, başkalaşmış
olsa da…Sözcükleri gerçek manada algılayanlar da var hala.
Eskiden insanların emekleri bilinirdi.Şimdi ise sahip oldukları, ne yedikleri, ne giydikleri
daha ön sıralarda yer alıyor sanki.
Teknoloji gelişiyor, imkanlar ve imkansızlıklar gün geçtikçe artıyor. O kadar hızlı dönüşüyor
ki her şey, az evvel olan şey şu an anlamını yitiriyor. Ve insanlar programlanmış gibi hep
susuyor. Kendine bile susuyor.
Görsel eğlencelerle, asıl konuşulması gerekenler unutturuluyor. Görünenle gerçek çok
farklıdır. Kimse baktığının ötesini görmek istemiyor.
“O, yalnız ağaran tanyerini görüyor
ben, geceyi de
Sen, yalnız geceyi görüyorsun,
ben ağaran tanyerini de.”
Nazım Hikmet RAN
Yollar ne zaman biter? Yollar, durduğunuz zaman. Bir toplum ne zaman susar? Şairini,
öğretmenini, sanatçısını, emekçisini unuttuğu zaman… Bir şarkı ne zaman içinize işler?
Onun hikayesini öğrendiğiniz zaman.
Evvel zaman içinde, şimdiki saman içinde …
Zemberek Kuşunun Dönüşü

Sohbeti Başlat
Bize Ulaşın
Merhabalar,
Nasıl yardımcı olabiliriz ?