Yıllar önce bir bisikletim vardı. Yeni taşındığımız ve hiç arkadaşım olmadığı için babam iki
tekerlekli bir bisiklet almıştı. Bir kaç gün evin önünde sürüp sonrasında çevreyi keşfe
çıkmıştım.
Evimize yürüyerek 10-15 dklık bir mesafede elma ağaçlarıyla dolu bir bahçe gördüm. Daha
önce hiç bu kadar çok elma ağacı olan bir bahçe görmemiştim. Etrafında çit yoktu, halka açık
bir yer gibi gözlerimin önünde duruyordu. Mahallenin bütün çocukları doluşmuş elma
yiyordu. Çok düşünmüştüm, o mahallede bu kadar çocuk var mıydı? Vardıysa da 9-6 mesai
mi yapıyorlardı?
Kafamdaki muhakemeyi sonlandırdıktan sonra oraya girmiştim. Daha 5-10 metre gitmeden
tekerimden çıkan “fıs” sesi ile kendime ilk golü atmıştım. Nitekim elmaları yeme fikri o an her
şeyin üstündeydi. Bir iki tane yedikten sonra, evdekilere de götürmeye karar verdim. Elmalar
tişörtümün içinde, bir elimde bisikletim eve gelmiştim. Elmaları görünce, tekerin patladığına
kızmayacaklarına çok emindim. Nitekim öyle olmadı.
Yediğim azar elmaların tadını bastırmaz gibi gelmişti önce… Bekledikçe içime oturuyordu
sanki elmalar. Birkaç gün, birkaç yıl gibi geçti. Bisikletim yeni yerini bulmuştu. Kömürlükte,
karanlıkta kalmıştı. Sonra anladım ki bisikletimin tekerini hiç yaptırmayacaklar.
Hatırlıyorum… “Sen artık çocuk değilsin.” demişlerdi, buradan anlamalıydım. Onların
diliyle” artık bisiklete binemezsin” demek olduğunu. Sadece bir günde büyüyüvermiştim. Çok
ağlamıştım, çocuk değilsem neydim?
Yıllarca kömürlükte durdu bisikletim ve ben bisiklete binen başka çocukları seyrettim. Bana
verilen ceza biraz ağırdı… Büyümeyi hiç sevmemiştim. Olanları da değiştiremezdim. Sadece
bir çocuktum ve bisikletimle yeni dünyayı tanımak istemiştim. Zaman ilerledikçe, içime oturan
elmaların acısı geçmeye başladıkça herkesi affettim. Ben affetmeyi çok küçükken öğrendim.
Demem o ki, çocukken yaşadığınız şeyler sizinle büyüyor. İzlerle yaşıyoruz iyisiyle,
kötüsüyle… O elmayı yediğime hiç pişman olmadım, o kadar lezzetli elmalarla da daha
karşılaşmadım. Bir daha hiç bisiklete binmedim. “Ama” çocuk olmaktan da asla
vazgeçmedim. İnsanların yaşam boyu benden aldıklarını sandıkları her şeyi içimde gizledim.
Yeşil ve ekşi elmayı hep çok sevdim. Kimseye söylemedim
Zemberek Kuşunun Dönüşü
''Öfke Duygusu'' Merhabalar Sevgili Okuyanlar,Bu haftaki konumuz kişiliğimizin en kıymetli yapı taşlarından biri olan duygular…
Merhabalar Sevgili Okuyanlar,Bu haftaki konumuz “saygı”. Yine kapsamlı bir konu olduğu için, bahsetmek istediğim alanı…
Merhabalar Sevgili Okuyanlar,Bu hafta sizlerle çevremde çok sık karşılaştığım, başkalarının anlatımlarında da fazlaca tanık olduğumbir…
Merhabalar Sevgili Okuyanlar,Bu haftaki konumuz kaygı. Özellikle okula giden çocuklarda sıklıkla gözlemlenen bir duygu.Peki nedir…
Merhabalar Sevgili Okuyanlar,Bu haftaki konumuz duygular ve iletişim. Oldukça kapsamlı bir konu olan, bütün hayatımız…
Merhabalar Sevgili Okuyanlar,Bugün konumuz eğitimin toplumdaki önemi. Olması gereken sistemden ziyade pek çok insanın halehazırda…