Dikkat ettiniz mi toplumun büyük bir bölümü sadece şekille ilgileniyor, içerik kısmı muallakta. Gün
geçtikçe daha az dinleyen, daha da çok konuşan, lakin aynı sözcüklerle, birbirinin benzeri ifadeleri
yineleyen bir yığın görüyorum.
Bütün bunlar içinde en riskli grup olarak da geleceğimiz olan çocuklar ve gençler olduğunu söylemek
beni çok üzüyor.
Düşünmek istemeyen, kolaycı bir kitle. Çünkü düşünmek sorgulamayı getiriyor. Beraberinde değişme
isteği. Değişim toplumumuzda “öcü” misali karşılanan bir kavram. Oysaki değişim değil miydi
kaçınılmaz olan?
Yeni yapı düşünen insandan ziyade kurala uyan insanlar istiyor. Düşünmek hele ki bunu ifade etmek
kaos yaratıyor, yaşamın her alanında.
Peki ne istiyoruz? Başında daha olan maddesel değişiklikler (daha iyi bir iş, daha çok para, daha iyi bir
araba vs…) lüks tüketim, rahat bir yaşam, yetki sahibi olmak ve uzayıp giden bir zincir.
Konfor alanından çıkmadan, evrene olumlu mesaj göndererek isteklerimizin gerçekleşmesini
beklemek ne kadar da beyhude…
Yine de az da olsa “ne istiyorsun?” sorusuna cevaben akıl ve ruh sağlığı, huzur vb…kavramları
kullanan insanlara da denk geliyorum. Ve çok mutlu oluyorum.
Çünkü sağlıklı bir ruh, beden ve aklın birleşimiyle ulaşılamayacak hedef yoktur diye düşünüyorum.
Yok mu etrafınızda bütün hayatını daha çok para kazanmak için yaşamış bunun sonucunda da
sağlığından olmuş kimseler… Sonra da o çok kıymetli parasını sağlığı için harcayan kişiler…
Ruhumuzu ne ile beslersek sonunda ona dönüşürüz diye bir inancım var. O nedenle çocuklarımıza,
gençlerimize verebileceğimiz en güzel yetenek düşünmeyi ve sorgulamayı öğretmek ve de onları
dinlemek olur. Kendilerini ifade edebilme hakkını onlara tanımak.
Okula giden çocuklarınıza gününün nasıl geçtiğini farklı farklı şekillerde sorun. Bu, onlara kendilerini
değerli hissettirecektir. Sadece notlarını değil, kurdukları arkadaşlıkları, düşüncelerini de takdir edin.
Bunu yapabilin ki sosyal duygusal boşluklar, gerilikler yaşamasın çocuklar.
Size her zaman her şeyi anlatabileceğini bilsinler ki gençler, yanlış arkadaşlıklar kurup, ruhlarını
incitecek hatalar yapmasınlar. Aşırı baskı bir korumacılık değildir. Aşırı rahatlığın bir modernlik
olmadığı gibi. Gelişim ve ergenlik döneminde ki yaklaşımlarınız onlar için sonrası adına belirleyici
nitelik taşıyor.
Yalnızca yapılması gerekenleri söylemeyin, lütfen yapın. Bu çok daha etkili bir yol. Çocuklar görerek
öğrenir. Gençler rol model ararlar kendilerine.
Başarı not demek değildir, bir yeri kazanmak da değildir. Başarı hedefe giden yolda attığın her
adımdır, gösterdiğin çabadır. Sonuç kadar süreci de kapsar.
Bırakın tercihleri olsun çocukların, gençlerin. Olsun ki bir yetişkin olduklarında sevmedikleri işlerde
çalışıp, hak etmedikleri davranışlara maruz kalmasınlar. İfade edebilsinler ki bir haksızlığa
uğradıklarında kendilerini savunabilsinler. Doğru kavramların değeri öğretilsin ki, her şeyini kaybetse
bile yeniden kalkıp yeniden başlamayı bilsin.

Bu dünyanın en çok doğru düşünen ve bunu söylemekten korkmayan, söylediği için eleştiri
yağmuruna tutulup dışlanmayan insanlara ihtiyacı var. Oturan değil, yürüyen / koşan… tüketen değil
beraberinde de üreten insanlara.
Egosunu değil, zihnini besleyenlere… Sadece şeklin değil içeriğin de önemini kavrayabilenlere…
Ve bu nedenledir ki gözümüz, kulağımız çocuklar ve gençlere değerlerimizi, muhakeme edebilmeyi,
doğru bir şekilde öğretmeyi kendimize bir borç bilmeliyiz.
Yoksa bir zaman gelecek ki mutluluğu maddesel unsurlara bağlayan, sonunda da mutlu olamayan,
depresif, bir nesil son model cep telefonlarıyla (çünkü bu aşılanıyor) google ya da vb. arama
motorlarında “nasıl mutlu olunur?” u arayacak.
Zemberek Kuşu’nun Dönüşü

Nlp ve Profesyonel Koçluk Eğitimi almak için bize ulaşabilirsiniz : 0541 550 17 82

Sohbeti Başlat
Bize Ulaşın
Merhabalar,
Nasıl yardımcı olabiliriz ?