Hayat…Bu dünyada gördüğüm, göreceğim şüphesiz en büyük sahne. Aldıkları, sundukları…
Farkında olduklarımız ya da asla anlayamadıklarımız. Ne kadar geniş bir literatüre sahip
olursak olalım, sanırım bu kelimenin tam karşılığı bulunamayacak. Ama bu bilinmezlik,
hayatı yaşanılır kılan değerlerle can bulacak.
Bunlar arasında gerçekliğini bütün çıplaklığıyla görebileceğiniz bir şey varsa oda
çocuklardır. Dünyanın neresinde olursa olsun, rengi, dili, ırkı ne olursa olsun, çocuk her
yerde çocuktur. Oynadığı kumdur, taştır, toptur ama oyunda yine oyundur.
Evet, eğer bu dünyada masumiyet adına tek bir şey kaldıysa bu sadece onlardır. Ve bizler,
gittikçe küçülen kalbimiz ve çok düşünen beyinlerimizle onlardan çok şey öğrenebiliriz. Aynen
bunu söylüyorum !!!
Yaşam içinde değişen rollere öylesine kaptırıyoruz ki kendimizi, sanki hep büyüktük gibi…
Hiçbir ağaçtan elma aşırmamış, hiçbir oyunda kaybetmemiş, bir oyuncak için ağlamamış
gibi… Yani büyük bir yanılgının içinde yaşıyor gibi… Sahip olduğu serveti bilmeden,
gündüzün aydınlığında bir fenerle geziyor gibi…
Çocuk nedir diye sorsalar, en güzel reform derim. Umutların gerçeğe dönüşü, gerçeğin
yüzünüze gülüşü. Ama asla karamsarlık değil… Tarifsiz bir heyecandır bir bebeğin dünyaya
gelişi. O günden itibaren anlatmaya çalışır size bildiği, bilmediği her şeyi… Yenilenmek işte
burada devreye girer. Onun dilini anladıkça, biraz o olursunuz, biraz anne, biraz baba vs…
Çocuk ruhunu ortaya çıkarmaktan korkmayanlardansanız, gerçekten kendinizi bulursunuz.
Yaşam içinde her şeyi sadece dahil olarak değil, tanık olduklarımız ve duyduklarımızla da
öğreniyoruz. Ne acıdır ki kimileri bir çocuğun nasıl bir değer olduğunun farkında bile
değilken, kimileri ona sahip olabilmek için çok şeyden vazgeçmeye hazır. Bir misyona sahip
olmak güzel fakat onun yükümlülüklerini sonuna kadar koruyabilmek, sürdürebilmek çok
daha güzel. Çocuklar düğmesine basınca durdurabileceğiniz bir araç, sıkılınca sırtınızdan
çıkarabileceğiniz bir kıyafet değildir.
Zamanla her türlü pişmanlık geçebilir. Lakin zamanın meşrulaştıramayacağı şeyler de vardır.
Bir çocuğun kalbine bıraktığınız bir iz asla geçmez mesela. Onunla beraber büyür ve gider.
Çocuk sizin aynanızdır. Yaşama yansımanızdır. Hayatın bir mucizesidir.
Unutulmasın ki yapabilirlikleri ne kadar aşağıda veya yukarıda olursa olsun sevgiyi
hissedebilme yetisine onlar doğuştan sahiptir.
İzin verin her çocuk kendi renklerini seçebilsin. Kendisi olabilsin. Olduğu gibi
sevilebileceğini ve sevebileceğini öğrensin.
Zemberek Kuşunun Dönüşü
Anlamak farkında olmakla başlar, Farklı olmak yaşamı renklendirir.