Merhabalar Sevgili Okuyanlar,
Söz konusu çocuklar olunca yazacak, konuşacak ve değişmesi gereken o kadar çok şey var ki…
Bunlardan çok önemli olduğunu düşündüğüm bir konu üzerine konuşalım istedim. Akran zorbalığı.
Bilindiği üzere önemli sayıda çocuk zorbaca davranışlara maruz kalmakta, sosyal-duygusal açıdan
hırpalanmaktadır. Peki zorbalık nedir? Kişinin kendisinden daha güçsüz ve zayıf birini sözlü veya fiziki
bir davranışla taciz etmesidir.
Dış görünüş veya konuşmasından dolayı aşağılamak en sık karşılaşılan zorbalık türlerinden biridir.
Zorbalığa sıklıkla karşılaşılan yerlerden biride maalesef okullardır.
Zorbalık gösteren çocukların aile içi ilişkilerine yakından bakıldığında bu davranışları modellediği biri /
birileri olma olasılığı yüksektir. (Annesinin babası tarafından dövüldüğünü görerek büyüyen bir çocuk,
ya da kendisi ebeveynleri tarafından şiddete maruz kalan bir çocuk vb…)Ya da bu davranışlarını takdir
eden bir anne baba figürü de ortaya çıkabilir. (Aferin oğlum iyice benzettin mi? /O kim oluyor ki sana
böyle söylüyor vb…)
Okulda zorbalığa uğrayan çocuklar genelde daha fazla yalnızlık yaşayan ve arkadaş edinmekte zorluk
çeken çocuklar oluyor. Endişeli ve sosyal açıdan çekingen olan çocukların mağdur olmasının sebebi
zorbalığa uğradıklarında karşılık vermemeleri olabiliyor. Bunun yanı sıra saldırgan davranışlarda
bulunan çocuklar daha tehditkar algılandıkları için zorbalığa maruz kalabiliyor. Çocuklar ağırlıklı olarak
kendi sınıf arkadaşları tarafından bunu yaşıyor.
Zorbalık yapan çocukların temelinde güç isteği ortaya çıkıyor. Diğerlerinden üstün olma çabası. Baş
edemediği durumlardan kaçma isteği ( Düşük not alma kaygısı, alay edilme korkusu, yalnızlık korkusu,
başarısızlıkla baş edememe vb… ) ve kendilerini bu şekilde daha iyi hissetme ihtiyacı duyabiliyor.
Başkaları da bunu görsün istiyor. Bundan da haz alıyorlar.
Ancak bir çok kişi tarafından “ Onlar çocuk, olur öyle şeyler/ Bunda abartacak bir şey yok
vb…”ifadeler bu durumun ciddiyetinden çok uzak söylemler olarak yerinde duruyor.
Zorbalık yapan çocuklar ve onların kurbanı çocuklar ve de tüm bunların sonuçları basit bir boş ver
olmuyor ne yazık ki! Yapılan araştırmalar hem zorbalık yapan hem de buna maruz kalan çocukların
depresyona girme, intiharı düşünme, intihara teşebbüs etme, sağlık problemleri yaşama olasılığının
bütün bu olaylara karışmayan çocuklara oranla daha yüksek olduğunu söylüyor .
Okullarda bununla ilgili ciddi önlemler alınması ve bu konunun gerçekliğinin yok sayılmaması
gerekiyor. Bu çocuklarında tedavi görmesi gerekiyor.
Seansıma gelen çocuklardan biri okula gelmek istemiyor. Bunun nedeni olarak da arkadaşlarının onu
aralarına almadığını söylüyor. Okula gittiği zamanlarda onların dikkatini çekmek için taşkın
hareketlerde bulunuyor ki bu onu diğer çocukların gözünde daha itici kılıyor. Oysa asıl istediği yalnız
kalmamak ve sevilmek. Okula devamı kesintiye uğradığı için(Çünkü anne her ağladığında yanına gelip
“Tamam … istemiyorsan eve gidelim dediği için) arkadaşları ile uygun sosyal bağı kuramıyor ve sosyal
kabul problemi yaşıyor. Sıklıkla “inşallah ölürüm, midem bulanıyor, annemi arar mısın?” ifadelerini
kullanıyor. Duygu durum bozukluğu yaşıyor ve kaygılarını baş etmede güçlük çekiyor. Arkadaşları
tarafından zorbalığa uğruyor bazen de bunu o yapıyor.
Kıymetli aileler bazen çocuklarınızı korumak ya da takdir etmek adına attığınız adımlar onları çok
başka bir noktaya, negatif bir eğriye çekebiliyor. Çocuklarınıza güçlü olmayı öğretmek demek bir
başka çocuğu hırpalaması demek olmuyor. Ya da sürekli prensim/prensesim diyerek onlara böyle
davranarak yetiştirmeniz sosyal çevrelerinde onları yalnızlaştırmaktan başka bir işe yaramıyor. Evde
sürekli eleştirdiğiniz çocuklar buna o kadar aşina oluyor ki normalin bu olduğunu düşünüyor.
Lütfen çocuklarınızı dinleyin, gözlemleyin. Sorumluluklar verin. Yaşamda sadece başarı ve olumlu
şeyler olmadığını söyleyin. Ve sevin… aldığı notları değil çocuklarınızı, çabasını… takdir edin. İyisi
varsın deyin. Konuşun. Yanlışını kabul etmeyi, özür dilemeyi onlara öğretin.
Zemberek Kuşunun Dönüşü
''Öfke Duygusu'' Merhabalar Sevgili Okuyanlar,Bu haftaki konumuz kişiliğimizin en kıymetli yapı taşlarından biri olan duygular…
Merhabalar Sevgili Okuyanlar,Bu haftaki konumuz “saygı”. Yine kapsamlı bir konu olduğu için, bahsetmek istediğim alanı…
Merhabalar Sevgili Okuyanlar,Bu hafta sizlerle çevremde çok sık karşılaştığım, başkalarının anlatımlarında da fazlaca tanık olduğumbir…
Merhabalar Sevgili Okuyanlar,Bu haftaki konumuz kaygı. Özellikle okula giden çocuklarda sıklıkla gözlemlenen bir duygu.Peki nedir…
Merhabalar Sevgili Okuyanlar,Bu haftaki konumuz duygular ve iletişim. Oldukça kapsamlı bir konu olan, bütün hayatımız…
Merhabalar Sevgili Okuyanlar,Bugün konumuz eğitimin toplumdaki önemi. Olması gereken sistemden ziyade pek çok insanın halehazırda…