Duygularını tanımlayabilen ve ifade edebilen kişiler, kendini hep daha iyi hisseder.
Siz hangisini yaşıyorsunuz.
Ölüm korkusu mu? Ölüm kaygısı mi?
İkisi arasında çok fark var.
Ölüm korkusu Yaşamını tehdit eden bir durumla karşılaşan canlıların yaşadığı duygu
Ölüm kaygısı
Yaşamı tehdit eden bir durum olmaksızın öleceğini bilmenin yarattığı, kişiyi olumsuz etkileyen duygu
Nasıl olsa öleceğiz ama nasıl ölmek sorusunun cevabı tüm insanlar için korkutucudur.
Ölümü kimsenin haketmediğini ölen herkes için erken olduğunu düşünürken
Depremde ölenlere üzüldük
Sokak ortasında bıçaklanarak ölenlere üzüldük
Uçak kazasında ölenlere üzüldük
Şehit haberlerine üzüldük
Nasıl olsa öleceğiz ama coronadan ölmekte ne bileyim işte derken sıradakini düşünmeye başladık bile
ÖLÜM DÜŞÜNCESİ
Güçlü bir psikolojik uyarandır.
Uyaranlara verdiğiniz tepkiler sizin ruh sağlığınızı etkiler.
İnsan ölümü sık sık düşünür ise hayatının son bulacağını bilmesinden dolayı gerginlik hisseder.
Gerginlik azaltılmaz ise, zihin bu düşünce ile başa çıkma yolları arar. Bu durumda bağımlılıklar, anksiyete bozuklukları, panik bozukluğu, sevdiklerine zarar geleceği veya onları kaybedeceği düşünceleri (obsesyon) veya hayattan zevk almama (depresyon) vb. gibi psikolojik rahatsızlıklar ortaya çıkabilir.
Bu gerginlik durumları aslında ölüm ile ilgili değil, sahip olduğumuz şeyleri, kaybetmek istememe ile ilişkilidir.
Sahip olmak anlayışından uzaklaşıp, ‘olmak’ anlayışına geçebilmek bu gerginliği azaltır.
Hikaye odur ki; ustası bir zamanlar kapısını çalan dervişe
“ya gel, ol ve git”
“ya git, ol ve gel” demiş.
Ama o gelmeyi değil, gitmeyi tercih etmiş…ve bir türlü gelmeyi başaramamış…çünkü bulamamış, bulamadığı için olamamış…olamadığı içindir ki bir türlü gelememiş…
Gel ama geldiğin gibi gitme…Bir şey kat bu hayata, kendine, çevrene, insanlığa. Gel ama bu dünyadan geldiğin gibi gitme..
Uzm. Klinik Psikolog Erkan ÇİFTE