Merhabalar Sevgili Okuyanlar,
Bu hafta sizlerle çevremde çok sık karşılaştığım, başkalarının anlatımlarında da fazlaca tanık olduğum
bir konu üzerinde durmak istiyorum. Günlük dildeki anlamıyla söylenmek, şikayetlenmek.
Yani şöyle ki olumlu olumsuz her durumda bayılıyor bizim toplumumuz bunu yapmaya. Hiçbirimiz
mükemmel değiliz. Elbette zaman zaman mennuniyetsizlikler yaşayabiliriz. Burada bahsi geçen
anlam, bu durumu, söylemi yaşantımıza sıkça aktararak yaşamak, bir davranış biçimine dönüştürüp,
negatif bir enerji yaymak. Hayatı algılama şeklimizdeki olumsuz bakış açısının çarpıklığı. Bunun bizi
asık suratlı, gergin, sürekli hayıflanan bireylere dönüştürmesi.
Şimdi diyebilirsiniz “yani bir şeye de yorum yapmayalım mı, polyanna mıyız biz?” Diyelim ki işe
gidiyorsunuz bindiğiniz minibüs veya otobüs arızalandı, inmek durumunda kaldınız. 1km yürürseniz
metro var. Israrla orada kalıp yeni bir minibüse binme çabasına girip, binememek ve sonucunda işe
kaldım diyerek hayıflanmak. Şimdi herkesin başına gelebilecek bir durum bu. Bunu dramatize edip
“zaten beni bulur böyle şeyler, keşke buna bilmeseydim vb…” söylemler bir süre sonra dilimiz haline
geliyor.
Günlük yaşamda karşılaştığımız durumlara, olaylara karşı negatif bir bakış açısına dönüşüyor. Algıda
sapma oluyor, bir de negatife meyilli bir yapıdaysanız tamamdır. Bu sadece sizi yorar. Yormakla da
kalmaz, sizde yarattığı stres, vücudunuzda bir rahatsızlık olarak size geri döner. Basit gibi görünen
bahsi geçen bu durum, sonrasında birer sorun olarak hayatınıza girer.
Tatili bol ülkemizde 5 gün tatil olur “Niye 7 gün yapmadılar? diye söyleniyor (5 günün tadını çıkarmak
yok, daha fazlası olsun anlayışı )/ iş yerinde mobinge maruz kalıyor, söyleniyor (ancak hakkını aramak
kısmı yok, her yer aynı, kurban rolü)/ aldığı ücreti beğenmiyor, söyleniyor (donanımını artırmak yok,
yeni bir iş aramak yok, yıllardır buradayım, şimdi nereden iş bulayım, ortalık kötü, kabullenme ),
marketi pahalı buluyor söyleniyor (alış veriş yaptığı yeri değiştirmiyor, yakın burası diyor, üşengeçlik)
Dikkat ettiniz mi herkes kendi kendine söyleniyor fakat değiştirmek için çaba vermiyor. Bahane hazır
“bu saatten sonra mı/ biliyoruz da bir benim dememle mi?”
Böyle düşüne düşüne, diye diye, Bugün ki topluma dönüştük. Bu zihniyet sonucu bugün eğitim
sistemi, sağlık sistemi bu halde.
Yani demem o ki birey olarak aklımızdan geçenler, kendimize yaptığımız yatırım topluma yansıması
oluyor. Bizler birey olarak sorunları karşılama ve değerlendirme biçimimizi değiştirirsek, enerjimizi de
doğru alanlara yönetebiliriz. Mütemadiyen sorunu konuşmak değil de buna nasıl bir çözüm bulabiliriz
mantığını benimsersek yaşamın daha farklı yüzleriyle de tanışabiliriz.
İç Anadolu bölgesinde yaşayıp “Niye burada deniz yok?” demek gibi günlük dilde bir çok söylemeler,
şikayetlenmeler… Burada yaşayıp buna her gün sinirlenip söylenmek de tercihiniz, bahçenize bir ağaç
dikip gölgesinde oturmak da.
Siz hangisisiniz? Sadece şunu düşünün, söylenmek sizden neyi götürüyor, diğeri size ne katıyor?
Keyifli haftalar…
Zemberek Kuşu’nun Dönüşü

Sohbeti Başlat
Bize Ulaşın
Merhabalar,
Nasıl yardımcı olabiliriz ?