İncelikler Yüzünden…
Ayrıntıcı olmak, bir takıntı değil, olsa olsa bir inceliktir. Anlamanın temel koşuludur. Eğer bir
şeyi “tanımak” istiyorsanız, ayrıntıları göz ardı edemezsiniz. Eğer onu “anlamak “
istiyorsanız kesinlikle ayrıntıcı olmalısınız.
Bizler genelde bütüne bakıyoruz. Bütünü görmek doğrudur ve güzeldir. Ancak bir bütünün
parçalardan oluştuğunu atlamak hata olabilir. Çünkü; gördüm sandığımız bütün, kristallerine
ayrıldığında ondan çok daha farklı bir şekil alabilir. Yani bütün bazen yanıltıcı olabilir.
Ayrıntı insanı yoran bir sanattır. Kalabalıktır, bazen çok karmaşık. Düşünce boğmacası. Bu
nedenle ayrıntıda yakalanan mutluluk kadar “acıda” gerçektir. Çünkü; anlamaya başlayınca
acıda başlar.
O nedenledir ki; bazıları ağacı görür. Bazıları ağacın kırık dalını, dalları arasındaki yuvayı,
yuvanın içindeki kuşu, kuşun kanadındaki umudu görür. Bazıları ağacın yeşiline bakar,
bazıları yeşiller arasına sıkışmış sarıya… Bazıları ağacın gölgesinde uyumayı ister, bazıları
ağacın sesini dinlemek der buna. Ve bundan ötürüdür ki ben severim ayrıntıları. Sizi siz
yapan o boşluklara, sessizliğinize yazı yazılmasını…
Dinlemek bütündür. Anlamak ayrıntı. Yaşamak bütündür, düşünmek ayrıntı. Bakıp görmek
bütündür, yorumlamak ayrıntı… Kızgınlık bütündür, kırgınlık ayrıntı…
Şuraya bir resim koysam, o resme herkes baksa, resimde gökyüzü ve bulutlar olsa… Bakan
kişinin sayısı kadar yorum çıkar çıkmasına da… Kaçı görür gökyüzünde ki hüzün gözünü
acaba? Kaç kişi aklından geçirir gökyüzünün hikayesini mesela ?
Veya gökyüzünde ki bulutları benzetir misiniz siz de arabaya, kardan adama ya da sevdiğiniz
her hangi bir çocukça oyuncağa? Ben çok yaparım da…
Zemberek Kuşu'nun Dönüşü